Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
  Her gün ölmektense… Ölüm korkusu çeken yetişkinler, egzotik bir hastalığa yakalanmış yabancı kuşlar değil, aileleri ve kültürleri onları ölümün dondurucu soğuğundan koruyacak uygun giysileri dikmeyi başaramamış kadınlar ve erkeklerdir. (Schopenhauer) Yaşamı tehdit eden bir durumla karşılaşan canlıların gösterdiği tepkiye ölüm korkusu; Yaşamı tehdit eden bir durum olmaksızın öleceğini bilmenin yarattığı endişe ölüm kaygısı olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla ölüm korkusu diye tarif ettiğimiz duygu yoğunlukla ölüm kaygısıdır. Ancak halk dilinde ikisine de ölüm korkusu denildiği için biz de yazımızda iki duyguya da ölüm korkusu diyeceğiz. İnsanoğlu tıpkı diğer canlılar gibi doğar, yaşar ve ölür. Dolayısıyla ölümden kaçmak mümkün değil. Bu bir olgu. Fakat diğer taraftan sürekli ölüm kaygısı içerisinde yaşayarak adetâ her gün ölmek de ruh sağlığını bozar. İnsanların ölüm korkusunu bir sınıflandırmaya tâbi tutacak olursak, bu yöndeki kaygıların temelinde ağırlıklı olarak ölüm sonrasında...
  Diderot Etkisi:   18. yüzyıl aydınlanma çağı düşünürlerinden Fransız yazar ve filozof Diderot'nun borç içinde olduğunu duyan Rus imparatoriçesi Büyük Katerina, Diderot’nun kütüphanesini satın alıp 25 yıllık maaşını da peşin ödeyerek onu zor durumdan kurtarır Maddi durumu düzelen Diderot' ya bir arkadaşı çok şık bir kadife sabahlık hediye eder yeni sabahlığın verdiği keyifle çalışma masasına oturan Diderot bu eski masanın yeni ve gösterişli sabahlığına hiç uymadığını fark eder. Aldığı yüklü miktar paranın verdiği rahatlıkla yeni bir çalışma masası alır Ancak bu kez yerdeki eski halı sabahlığına ve masasına yakışmamaktadır.Yeni bir halı alır Bu şekilde eski resimlerini, koltuğunu duvar halısını sandalyelerini derken evindeki her şeyi tamamen yeniler.Sonunda bütün parası biter ve yine borçlanır. Ancak o zaman aklı başına gelir ve kendisini nasıl bir tüketim çılgınlığına kaptırdığını anlattığı "Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık" adlı bir yazı yazar.   Bilinçli bir al...