Kayıtlar

Ağustos, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aşı oldum!

Daniel Defoe tarafından 1665 yılında Londra'da ortaya çıkan veba salgını ile ilgili olarak yazılan ve benim de okunmasını tavsiye ettiğim "Veba Yılı Günlüğü" adlı kitap, bugün yaşadığımız pandemi krizi ile enteresan benzerlikler taşıyan önemli anlatımlar içermektedir. Eserdeki anlatıma göre veba hastalığı da tıpkı Corona gibi ani bir şekilde ortaya çıkmıştır. Hiç kimsenin elinden bir şey gelmediği o süreçte insanlar patır patır dökülmeye başlamış ve ortalığı bir yas havası bürümüştür.  Aşağıda kitaptan bir alıntı yapıyorum:  “Ağabeyim, bana Asya’da gezip gördüğü  ve başka yerlerdeki Türklerin ve Müslümanların hatalı davranışlarının vahim sonuçlarını anlatmaya başladı. Onların; insanın yazgısıyla ilgili önyargılı düşüncelerini, her insanın yazgısının önceden yazıldığına ve değişmeyeceğine inandıklarını, bu nedenle umursamadan hastalıklı yerlere girip hastalıklı insanlarla konuştuklarını söyledi. Bu yüzden de her hafta on binlercesinin öldüğünü buna karşılık Avrupalıların v...

Kaç Yaşındasınız?

Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın." (Tolstoy) Yaşam uzun gibi görünen kısa bir andır. Herkes önünde uzun bir yaşam yolculuğu var zanneder. Yolun sonu görününce yaşamın ne kadar kısa olduğunu fark eder ama… Biri bana kaç yaşındasın dediği zaman; “Yaşım altmış ama yüz altmış yıl yaşamış gibiyim.” diye cevap veriyorum. Çünkü ayları, günleri, saatleri değil; yaşadığım anı değerli kılmaya gayret ediyorum. Bu nedenle normal yaşamın üç-beş mislisini yaşadım diyebilirim.  Karşımızdakine "Kaç yaşındasın?" diye sorduğumuzda, aslında ona bugüne kadar zamanını nasıl geçirdin, nasıl değerlendirdin sorusunu yöneltiyoruzdur. Geçmişi sahneye çıkararak o kişi hakkında bir kanaat sahibi olmaya çalışırız.  Batı kültüründe yaşa değer verilmez. Yüzdeki kırışıklıklar hayatın birer katkısı olarak değil bunların önlenmesi, gizlenmesi, yok edilmesi gereken bir şey gibi görülür. H...

Teslimiyet

 Teslimiyet Herkesin var bir kesi, Ben bî kesin, yok kimsesi Ben bî kesin, sen ol kesi Ey kimsesizler kimsesi  Azerbaycanlı bir garip şair (Kimsesiz hiç kimse yok Herkesin var kimsesi Kimsesiz kaldım Yetiş Ey kimsesizler kimsesi. ..) "Allah bize yeter, o ne güzel vekildir” (Âl-i İmrân Suresi - 173)   Bu ayeti okuyunca içimiz ferahlık dolar, kalbimiz huzur bulur. Tecrübeyle sabittir; yüce Allah kendine güveneni yalnız bırakmaz. Tabii ki bu güven ve tevekkül, samimiyet ve teslimiyet ile olmalı. Tevekkül; Arap dilinde, Allah'a veya "Onun planlarına güvenmeye" dayalı teslimiyeti anlatan İslâmî bir terimdir.  Yani “gerekli olan her türlü önlemi alarak; elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra kalben Allah'a bağlanıp ona güvenmek, sonucu Allah'tan beklemek” anlamına gelmektedir. İbnü’l-Cevzî, tevekkülün “kulun kendi gücünü aşan hususlarda işin sonunu Allah’a havale etmesi olduğunu” söyler, Tevekkülün en kısa ve kesin ifadesi olan “Hasbünallahu ve ni’mel vekî...

Ziyanda mısın?

  “ İnsanların hayırlısı insanlara (insanlığa) faydalı olandır.” (Hadis)   Resulullah bu hadisinde insanlığa sunduğumuz faydanın manevi değerimize önemli katkıları olduğunu ifade ediyor. İnsanlara sunacağımız bu faydanın mutlaka maddi bir fayda olması gerekmez. Bazen -Resulullah tarafından sadaka olarak nitelendirilen- gülümseme bile insanı hayırlı kılmaya yetebilir.     “İnsanlara faydası olmayanı ölülerden say gitsin.” (Hz. Ali a.s.)   Şu veciz ifadenin ne kadar anlamlı olduğunu fark ediyor musunuz? Yüce Allah insanı sadece yaşamak ve nesli sürdürmek için yaratmamıştır. Birçok ayette bu anlatılıyor. Hepimizin bildiği Asr suresinde Yüce Allah şöyle buyuruyor: Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler.. müstesna. Hayırlı olmak emek ister, çaba ister, gayret ister. Hayırlı ve faydalı olmak için donanımlı olma gayreti gerekir. Çünkü (istisnalar bir yana) maddi ve manevi gücünüz nispetinde hayırlı...

Seni seviyorum!

  Gabriel Garcia Marquez Nobel ödüllü bir romancı. İlk romanını bastırabilmek için yedi sene boyunca yayınevi aramıştı çünkü kitabın taslağını postaya veremiyordu, cebinde posta parasını verecek 50 pezosu yoktu. Ama şimdi ülkesinde 50 bin poster üzerinde onun fotoğrafı basılı. Ona “Zengin misin?” diye soru sorduklarında; “Hayır zengin değilim, sadece parası olan fakir bir adamım ve ikisi farklı şey. Çünkü fakirlik elini cebine attığında boş olması değil çıkardığında tutacak bir elin olmamasıdır.” demişti...                *** “Seni seviyorum!”... Genç aşıkların sıkça kullandıkları bir söz... Ancak genelde anlık hisleri yansıtır, nadiren devamlılık gösterir. Gençlik aşkının bir cilvesi olsa gerek. Nedense bu sözü kullanmaktan çekiniriz. Sanırım sevgi sözcüklerine genel olarak “karşı cinse duyulan aşk” anlamını yüklemeye eğilimliyiz. Veyahut bu tür sözlerin sadece genç aşıklara özgü olduğunu düşünüyoruz.   " Sevdiğinize sevdi...