Kayıtlar

Ekim, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Depresyon osha

Resim
  Geçmişi Yakan Ateş Herkes kendi varlığından ve davranışlarından sorumludur.  Kesinlikle özgür olmayan bir dünyada, tamamen özgür yaşayabilirsin. Sadece tek bir şeyi hatırlaman gerekiyor;  Gören Görülen Değildir. İnsanoğlu sanki şimdiki zamanda yaşıyormuş gibi görünür, ama bu sadece bir görüntüdür. İnsanoğlu geçmişte yaşar. Şimdiki zamandan geçer, ama kökleri geçmişte kalır.  Şimdiki zaman sıradan bilinç için gerçek zaman değildir. Sıradan bilinç için, geçmiş gerçek zaman olup, şimdiki zaman sadece geçmişten geleceğe bir geçiştir, sadece anlık bir geçiş. Geçmiş gerçektir ve gelecek de gerçektir, ama şimdiki zaman sıradan bilinç için gerçek değildir. Gelecek, eski geçmişten başka bir şey değildir. Gelecek sürekli olarak planlanan geçmişten başka bir şey değildir. Şimdiki zaman sanki yokmuş gibi görünür. Şimdiki zamanı düşündüğünde, onu bulamazsın, çünkü bulduğun an geçmiş olacaktır. Bulamadığın andan bir an önce gelecekteydi. Bir Buda bilinci, uyanmış varlık için sad...

Kadim dostluk ve Musa Abi

Yirmi yıl önce bir ilçede görev yaparken ailece görüştüğümüz iki kadim samimi dostumla Van’da buluştuk. Arkadaşlarımdan Hüseyin Bey yüksek rütbeli bir subay olarak bu sene Van'a atandı. İbrahim bey ise Adana’da doktorluk yapıyor. Bu ziyaretten müthiş bir haz duyduk. Çocuklar büyümüş, saçlar beyazlamış, vücutlar daha bir olgunlaşmış…İbrahim Bey’le yirmi yıl boyunca seyrek de olsa görüşmüştük. Ancak Hüseyin Bey ve ailesini bu süre zarfında hiç görmemiştik.   Bu ziyaret bana çocukken izlediğim bir filmi hatırlattı. Üç arkadaş birinin başına olumsuz bir şey gelirse bir araya gelip diğerine destek vermek üzere sözleşip ayrılıyorlar. Uzun bir süre sonra birinin başına olumsuz bir şey gelince de toplanıp onu desteklemeye başlıyorlar. Bizimki de sanki öyle bir şey. Ancak biz olumsuz bir durum için değil bir arada bulunmak için buluştuk. Hayatın sanki farklı bir evresindeydik. Dört gün dört dakika gibi geçti. Eski anılar depreşti. Komutanımızın anıları sohbetimize renk kattı. Beraber g...

Kötülük ve budalılık

Boenhoffer hapiste yazdığı “On Yıl Sonra” kitabında kötülük ve budalalığı birbirinden ayıran bir bölüme yer vermiştir. Ona göre kötülüğe karşı çıkmak ve protesto etmek mümkündür ancak budalalık karşısında böyle bir imkân yoktur. Çünkü budalalara karşı mantıklı açıklamalar yararsızdır. Budala inancıyla mutludur ve kendini güvende hisseder. Bunun sonucunda bazen açık gerçeği inkâr ederek mutlu olur, üstüne gidilirse de kızar ve saldırıya geçer. Gerçek inkâr edilemeyecek kadar açık olduğu durumlarda da, ya gerçeği tahrif eder ya da gerçeğe yüklediği anlamı değiştirir.  Kötüler ve budalalar ile mücadele yöntemleri farklıdır. Budalalığın doğasını anlamaya ihtiyaç vardır. Budalalık entelektüel değil ahlaki bir kusurdur. İnsanlar hem entelektüel hem de budala olabilir. Budalalık, düşük zekâ gibi genetik bir kusur değildir. İnsanlar budala yapılır veya budala olmayı kendi rahatları için tercih edebilir. Budalalarla tartışmak yarar getirmez çünkü her türlü kanıta ezberledikleri sloganlarla ...

Hareketlerimiz, sözlerimizi yalanlamasın!

Ahlâk Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak (üstün bir hayat tarzı) üzerindesin. (Kalem 4. Ayet) Yüce Allah peygamberimizi böyle övüyor. Diğer bir ayeti kerimede ise bize şöyle bir tavsiyede bulunuyor: Şüphesiz, sizden Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman ve Allah'ı çok ananlar için, Allah'ın Peygamberinde güzel bir örnek vardır. (Ahzap 21) Yukarıda belirttiğimiz İlk ayette yüce Allah Peygamber'in üstün ahlak sahibi olduğunu söylerken diğer ayette de O’nu, örnek almamızı öğütlüyor. Peygamberimiz, ahlaki değerleri insanlara anlatmaktan ziyade bizzat hal ve hareketleri ile örnek olmuş ve böylelikle ümmetine aktarmıştır. Demek ki ahlak gibi değerler topluma  anlatılarak değil yaşatılarak/yaşatılarak aktarılır. Yabancı bir yazarın Osmanlı zamanını anlattığı eserinde  İstanbul'daki gözlemlerini aktarırken  şöyle bir ibretlik tespiti yapmıştır: “Türklerin ahlâkı, çocuklukta iyilik telkini alarak değil, toplumda kötü örnek görmeyerek gelişir.” (Yabancı gözüyle "Tür...

Dokuz Kere Dokuz!

Resim
El-Harizmi, matematik sahasında tanınmış büyük bir şahsiyettir. Zamanında rüşvet ve yolsuzlukları ile bilinen bir kadı, onun memleketinde göreve başlar. El Harizmi, kadıya hediye olarak gümüş bir pergel götürür. EI Harizmi gittikten sonra kutuyu açan kadı orada pırıl pırıl duran pergelin yanına iliştirilmiş küçük bir kâğıttaki «İki ayağı aynı noktada duran pergel neye yarar” yazısını görür. Okur ama bir anlam da veremez.  Bir gün yolda yürürken kadı, Harizmi'yi görür. Selam verip söze başlar: “Hediyenize çok teşekkür ederim ama hukukla pergeli bağdaştıramadım. Acaba hediyenizdeki anlam nedir?” diye sorar. El Harizmi de cevaben der ki: “İnsan, benliği ve sevgisi ile iki ayaklı bir pergel gibidir. Bu pergelin bir ayağı, hırsların bencilliği, kibri ve bütün insanlık sıfatları ile kendisidir. Öbür ayağı ise sevgisidir. Pergelin sevgi ayağı kendisinden ne kadar açılıp  koparsa o kadar büyük bir daire çizer. Dairesi büyük olan kişinin Allah'a yakınlığı da büyür. Mutlu olmak için da...

Ayakta bekletmek!

Resim
“Cehennem ehlinden bir adamı görmek isterseniz, kendi oturduğu halde etrafındakileri ayakta tutan bir adama bakınız.” Hz. Ali (ra) Televizyon izlemek adetim olmadığı gibi esasen buna çoğu zaman vaktim de yoktur. Ancak yıllar önce bir dostum bana bir dizi sahnesi yollamıştı. Sahne şu şekildeydi: Dini bütün bir adam oturmuş, odasında takriben 10-15 kişi ayakta bekler vaziyette, o da onlara dini ve ahlaki nasihatler veriyor. O anda Hz. Ali' nin yukarıda alıntıladığım sözü aklıma geldi. Arkadaşa şöyle bir cevap verdim. “ Gönderdiğiniz dizide verilmek istenen mesajın yanı sıra görüntüye de odaklandım. Zira görüntü ve mesaj uyumu son derece önemlidir. Bir olayda önce göz, sonra kulak işe dahil olur. Bunun için verilmek istenen mesajda bütünlük oluşturulmalı. Bir yanlış bir doğru ile beraber olmamalı. ”  Büyük filozof İoanna Kuçuradi' nin bir konferansını izliyordum. Sahneye son derece mütevazı bir masa koyulmuş. Salon hınca hınç dolu. Birçok kişi onu dinlemek için ayakta durmay...

Rabbin sana darılmadı

“1- Andolsun kuşluk vaktine 2- ve dindiği zaman o geceye ki, 3- Rabbin sana veda etmedi ve darılmadı! 4- Ve kesinlikle senin için sonu önünden (ahiret dünyadan) daha hayırlıdır. 5- ileride Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın! 6- O, seni bir yetim iken barındırmadı mı? 7- Seni, yol bilmez iken (doğru) yola koymadı mı? 8- Seni bir yoksul iken zengin etmedi mi? 9- Öyleyse, sakın yetime kahretme (onu horlama)! 10- El açıp isteyeni de azarlama! 11- Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat!” (Duha Suresi 1-11) ****  Rivayete göre Fecr sûresinin inişinden sonra bir süre vahiy kesilmiş, müşrikler bu olayı kullanarak Hz. Peygamber’e, “Herhalde rabbin sana darıldı ve seni terketti” demişlerdi. Bu sözlerden dolayı Hz. Peygamber’in duyduğu üzüntü üzerine bu sûre inmiştir. (Taberî, XXX, 148).  Uzun yıllar önce bir köşe yazarı, yazısında babasından duyduğu “Strese, depresyona giren bir Müslümanın imanından şüphe ederim.” sözünü işlemişti. Doğal olarak çok tepki gördü. Bu sözün doğruluk pa...