Kayıtlar

Ocak, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tarağın dişleri

Rahmetli Kemal Sunal'ın “ Bekçiler Kralı ” adlı filmini izlemeyen yoktur sanırım. Bu filmde Kemal Sunal bir mahalle bekçisi olarak atanıyor. Göreve başlar başlamaz da çevresinde gördüğü olumsuz durumlardan bekçi olarak kendisini sorumlu hissedip müdahale ediyor. Bir fırının önünde toplanan kalabalık dikkatini çekiyor.  Oraya müdahale edince fırıncı öfke ile "Sana ne oluyor?"  diyor. Bekçi (Kemal Sunal) ona: "Halkı isyana teşvik ve devlet büyüklerine hakaret suçu var." deyince fırıncı "Vay, devlet büyüğü sen misin?”  Diye soruyor. Bekçi: "Görev kutsaldır. Her görev yapan büyüktür. Görevin küçüğü büyüğü yoktur." şeklinde üzerinde çokça düşünülecek bir cevap veriyor.  Rahmetli Atiye Keskin (Nur içinde yatsın) 'Bir nükte bir ışık' adlı kitabında (1978) şöyle diyor: “Az gelişmiş ve eğitimde geri ülkelerde zenginlik bir itibar ölçüsüdür... Halbuki herkes memleket değirmeninin çarklarını döndüren sulardan bir damladır.... Mühendisin işini aşçı g...

Hastalıktan önce…

Bir kaç dostum yazılarınız ve programlarınız dini yazı ve programlara benziyor, diyor. Ben sırf yazı yazmak, program yapmak için yazıp program yapmıyorum. Belirli bir yaşa gelmiş biri olarak toplumda gördüğüm eksiklikleri dinimizin ahlak ilkeleri ile örtüştürüp çeşitli örneklerle toplumda farkındalık oluşturmak istiyorum. Dinimizin dolayısıyla Peygamberimizin öğretileri evrensel ahlak ilkeleridir. Bu nedenle yazılarımız tüm inanç mensuplarına yöneliktir. Özelde de peygamberimizi örnek alma amacı da taşır. Dikkat edilirse namaz, oruç, abdestten bahsetmiyorum. Bu konular uzmanların işi. Ben sadece yüce Allah'ın " Andolsun Allah’ın Resûlü’nde sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır." ayetinde belirttiği üzere örneklerle Resulullah'ın ahlakını ve nasıl olmamız gerektiği konusunda farkındalık oluşturmak istiyorum... Resulullah (sav) bir hadisinde "Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin: Ö...

Değer mi?

                                                                İnsanlar ve hayvanların ortak özelliklerinden birisi de karınlarını doyurmaktır. Bir farkla; hayvan doyduğu zaman yemek ile ilgilenmez. Ancak insan… Belgesellerde izlemişsinizdir; vahşi bir hayvan bir sürüye dalınca bir hayvanı ele geçirip öldürüyor. Karnını doyurduktan sonra yanı başında gezen sürü ile ilgilenmiyor.  İnsanda da benzer özellikler görürüz. Karnı doyduktan sonra önüne gelen yemek ile ilgilenmez. Zorlarsanız bir iki lokma alır. Daha da zorlarsanız her lokma bir eziyet olur. Ancak insan doyduktan sonra sofradan çekilir ama bir sonraki öğün için aynı veya daha kaliteli yemek yemek için para kazanmaya ça...

Kendimize söz verelim mi?

Kendimize söz verelim mi? Şeytanın şarabı ile ilgili yazımızda bir okur şöyle bir yorum yapmıştı: Hükümdar duyduğu haberin doğruluğunu ve mahiyetini araştırmadan Saruhan Beyi’ni asmaya karar vermiş. Böyle birşey olabilir mi?  Yazımızda yer verdiğimiz hikayenin gerçek olup olmadığını bilmiyoruz. Ama bu ve benzeri olaylar kuvvetle muhtemel yaşanmıştır. Maalesef karar vericilerin bazı durumlarda sorgulamadan veya istişare etmeden karar verdiğini, okuduk, gördük ve görüyoruz.   Yüce Allah bir ayet-i kerimesinde: " Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkartmaya karşılık olmaksızın, haksız yere bir cana kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir can kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur….” buyuruyor (Maide 32)   Bu ayet karşısında bir Müslümanın bu tür bir eyleme kalkışmayacağı düşünülür. Ama maalesef nefis ve kibir peşimizi bırakmıyor! Yetki sahibi olmazdan önceki düşünce yapısı yetkiyi alınca değişiyor. Değişmesi de normaldir. Çünkü yet...

Şeytanın şarabı

  Şeytanın Şarabı Öfke, kin, kıskançlık, yalan, hırs, bencillik ve şehevî arzular insanlara büyük zararı olan hislerdir. Bunlar diğer bütün dinlerde olduğu gibi dinimizde de hoş karşılanmayan davranışlardır. İnsanlar bunlardan sakınmazlarsa kamil mümin ve dolayısıyla da iyi insan olamazlar. Birçok kişi bu özelliklerin kendisinde olduğunun farkında değildir. Bu yüzden “Mü’min, mü’minin aynasıdır.” hadisi gereği gözümüzün kestiği yani uyarabileceğimizi düşündüğümüz kardeşlerimizi münasip bir dil ile uyarmak gerekir. Kişi de "Bu özellikler bende yok" demeden önce salim bir akılla her bir maddeyi gözden geçirerek "kırıntısını" dahi çok görüp kendinde gerekli iyileştirmeyi derhal başlatmalı.  Aşağıda aktaracağım Yıldırım Bayazıt ile Saruhan Bey arasında geçen bir olayın (hikaye de olabilir) bu konuda farkındalık sağlamasını umut ediyorum.  Yıldırım Bayezid devrinde bir gün zamanın ileri gelenleri sohbet ederken söz padişahın çok şarap içtiğine gelir. Ağalardan biri padiş...