Kayıtlar

Mart, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hata!

Adına gerçek denen şeyi keşfe çıkmaya hazır olan kişi birçok hata yapmaya, bu riski almaya hazır olmalıdır. Yanlış yola sapabilir, ama insan böyle doğruya ulaşır. Birçok kere yanlış yola sapınca, insan yanlış yola sapmamayı öğrenir. Pek çok hata yaparak insan hatanın ne olduğunu öğrenir ve nasıl yapmayacağını görür. Hatanın ne olduğunu bilemek insan gerçeğe daha fazla yaklaşır. Bu bireysel bir keşiftir; başkalarının vardığı sonuçlara güvenemezsin. (Osho) Kur’an-ı Kerim’de, Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın ‘Yasak Ağaç’ hikâyesine birçok yerde değiniliyor. İlk başta bu hikâyeye neden yer verildiğini kavrayamamıştım. Malum Hz. Allah Hz. Âdem’e şöyle buyurmuştu: Âdem’e: “Ey Âdem, eşinle beraber cennete yerleşin, oradaki nimetlerden istediğinizi bol bol yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zâlimlerden olursunuz” dedik. (Bakara 35) Ancak şeytan onları yasak ağaçtan yemeleri halinde ölümsüzlük ve yok olmayacak bir saltanata kavuşacaklarını söyleyip kandırdı. Bunun üzerine yüce Allah şöy...

Deprem

Yıl 1981. Elektrik tesisatçısıydım. Mesleğimi ilerletmek için İzmir İlinde altı ay eğitim veren özel bir kursun akşam bölümüne kayıt olduk. Gündüz inşaatlarda elektrik tesisatında çalışıyor, akşam ise kursa gidiyordum. Çalıştığım inşaat sanırım sekiz katlı büyük bir İşhanı projesiydi. Zemin katında geniş bir alan vardı. Ön taraflarda duvar yoktu. Sadece kolonlar -beton dikmeler vardı. Tavandaki aydınlatmanın elektrik kablolarının çekilmesi için elektrik borusu döşeyecektim. Beton atılırken tavana döşediğimiz boruları duvarda birleştirip kablo kutusu koyuyoruz.   Ön tarafta duvar olmadığından kutuyu beton dikmeye yerleştirmeye karar verdim. Merdiveni kolona dayayıp yukarı çıktım. Çekiç ve keski ile kolonda kutuya yuva açmaya başladım. Daha ilk çekici indirdiğimde bir bağırma sesi ile irkildim. Sesin geldiği yere döndüm. İnşaattan sorumlu inşaat mühendisinin bağırarak yanıma geldiğini gördüm. Bir an afalladım. Yanlış bir şey yapmamıştım. Başkasına mı bağırıyor diye sağa sola bakınd...

Zamanın elinden tutanlara!..

Yaşamın anların bileşkesinden oluştuğunu erken yaşlarda fark etmiştim. Bu hayattaki en büyük kazanımım bu  oldu. Bu fark edişten sonra anı kaliteli yaşamaya gayret ettim ve ediyorum. Böylelikle yaşamın ne olduğunun, ne olmadığının farkına vardım.  Birçok yazımda belirttiğim gibi maalesef biz yaşamıyoruz, sadece yaşadığımızı zannediyoruz. Sadece yaşamı kovalıyoruz. Hep ileride yaşayacağımızı hesaplayıp yaşantımızı bu doğrultuda yönlendiriyoruz.  Tasavvuf ilmi nedense çok ilgimi çekmemiştir. Geçen gün okuduğum, yarı tasavvuf, yarı sohbet içerikli bir kitapta, Arapça bir terim olan “İbnü'l-vakt” ve “Ebü’l-vakt” kavramları dikkatimi çekti. Arapça bilmeseydim muhtemelen de dikkatimi çekmezdi. ‘İbnü'l-vakt’, “zamanın/anın oğlu”; ‘Ebu’l-vakt’ ise “zamanın/anın babası” olarak Türkçeye çevrilebilir. İlgimi çekip, yaşam felsefemi çağrıştıran bu kavramları incelemeye başladım.   Tasavvufa göre İbnü'l vakt yani zamanın-anın oğlu, geçmiş ve gelecek kaygısından kurtulan ve ya...