Kayıtlar

Mayıs, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Köpeğin kuyruğu mu, sakalın mı...

  Kader bizim bedenimizi cılız yaptığı halde, sonsuzluğa dönük planlar kurmaktan geri durmayız. İnsanın yaşayabileceği ömür ne kadar uzun olursa olsun, gözümüzü hiçbir zenginlik, mevki doyurmadığından umutlarımızla doldururuz yaşamımızı. Böyle bir umuttan daha utanç verici, daha budalaca bir şey var mıdır? Çünkü her gün biraz daha yaklaşıyoruz son güne…her saat, bir gün içine düşeceğimiz yere doğru itiyor bizi. Gelecek dediğim şey şu anda olup bitmektedir, geleceğin büyük bir parçası geçip gitmiştir artık. Çünkü yaşadığımız zaman yaşamdan önce olduğumuz yere ulaşmıştır. O halde, her geçen gün bizi yavaş yavaş ölüme götürdüğüne göre, o son günden korkmakla hata ediyoruz. Bizi göçüren o son adım, bizi bitkinleştiren adım değildir ki; bize göçtüğümüzü açıklar sadece. Son gün ölüme varır, her gün de gitgide daha yaklaşmaktaydı zaten! (Seneca)   Yaşamımda hatırladığım kadarıyla en hızlı geçen süre -şimdilik 50- 60 yaş aralığıdır. Nasıl başladığını, nasıl bittiğini anlayamadım. As...

Allah rızası mı Allah için mi?

Hak tarafından yaratılmışsın. Bu itibarla elbet o senin her şeyindir. Hattâ senin için onun rızasını istemek de hicaptır (ayıptır) ve bir derecedir. Madem ki seni vücûda getiren Hak'tır,  şu halde ona rızası için mi, yoksa kendisi için mi hizmet etmek lâzım gelir? Tabi ki sırf vazifen bunu icap ettirdiği için, Allah için yapmalısın. Yemen, içmen, uyuman, her şeyin, onun tarafından sana verilen emirlerin gereğidir. Bütün bunları da rızâ için değil, Allah için yap!  Eğer bu hal hâsıl (sende) olursa, korkma... İşte hasbetenlillah yani sâdece Allah için olmak demektir. Bu hâli giydikten sonra çok çok ibadetlere lüzum kalmaz. Çünkü ibadetten maksat şu söylediğimiz hâli kazanmaktı. “Yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibâdet et”. Yâni güneş doğunca idare kandilini söndür! Her işini Hakk'ı görerek yap! İşte o vakit her şeyi Hakk'ın muvafakati (onayı) ile yapmış olursun." (Sohbetler- Kenan Rifai)  Yaşamda bazen duyduğunuz bir söz veya okuduğunuz bir düşünce, bizi yoğun bir ...

İki misli ceza!

  Budist rahiplerinin itaat ettikleri pek çok kaideler vardır. Bunlardan biri de günahları itiraf edip arınma toplantısıdır. Bu ayinde rahip ve rahibeler toplanırlar. Toplantıda işlediği bir günahı itiraf edene nasıl bir çile ve terbiye cezası verileceği, müştereken kararlaştırılır. Zamanın birinde Oglena adında genç ve güzel bir kadın, ümitsiz aşkı yüzünden râhibe olur. Günahlarını itiraf sırası ona gelince, herkes onun böyle genç ve güzel olarak dünyadan elini eteğini çekemeyeceği şüphesinde ne söyleyeceğini beklerler. Oglene yerinden kalkıp, der ki: -Yağmurlar dinip inzivadan çıkınca, tepede bir sürünün çanlarından çıkan sesler beni o tarafa çekti. Çoban o kadar ilâhî bir güzellikte, yamaçlar ve deniz öylesine harikulâde görünüyordu ki, birden uzun zamandır bastırdığım arzularımı taşkın bir heyecana çevirdiler. Bu sırada zaten şüphe içinde olan rahiplerden biri yerinden fırlar: -Susunuz Oglena, gerisini söylemeyiniz rahipler meclisinin çok açık şeyleri dinlemeye ahlâkl...

Deniz suyu içenler!..

“Maddi hayata tapanlar deniz suyu içenlere benzerler; içtikçe susuzlukları artar.” Muhyiddin Arabi Arapların bir sözü vardır: “İnsan her zaman ceng ü harp ve mücadele ile meşguldür.” Bir mücadele bitmeden başka bir mücadeleye başlar. İnsan, insan olmanın sorumluluğunun farkında olursa mücadelesi hayırlı işlerde olur. İhtiras ve tamah içinde ise bu ‘içi boş’ mücadelesi mezara kadar sürer.  Tefekkür, dinimizde günahları, kâinatı, varlıkları, doğayı, yaratıkları, kendini ve Allah'ı düşünmek, ve O'nun yarattığı varlıklardan; kainattaki eşsiz mükemmellikteki düzenden ders çıkarmak, demektir. Bu anlamda tefekkür düşünceden daha geniş anlamlıdır.  Yüce Allah birçok ayet-i kerimesinde tefekkür etmemizi istiyor. Resulullah (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Tefekkür gibi ibâdet yoktur.” Zaman zaman tefekküre dalarım. Tefekkür ederken hırs ve ihtirasla mal varlığını kat be kat arttıran birçok insanı düşünürüm. Onlardan bir kısmı artık yaşamıyor. Geçmişte ‘benim’ diyen insanların ...