Kayıtlar

Ağustos, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Korkunun Hikmeti ve Ölümün Gerçeği

  Korku, insanın doğasında var olan doğal bir duygudur ve Allah tarafından hikmetiyle yaratılmıştır. Bu duygunun bir amacı vardır; bireyler için koruyucu bir mekanizma işlevi görür. Ancak, korkusuz bir yaşam sürmek mümkün değildir. Önemli olan, korkuyla yüzleşebilmek ve bu duyguyu doğru bir şekilde yönetmektir. Korkunun üstesinden gelmek, kişinin içsel huzurunu sağlamak ve psikolojik dayanıklılığını artırmak açısından kritik bir öneme sahiptir. Neden korkarız? Korkularımızın bazıları psikolojik temellidir; günlük yaşamımızı olumsuz etkileyen bu tür korkular "fobi" olarak adlandırılır ve genellikle profesyonel yardım gerektirir. Örneğin, kedi ya da köpek korkusu gibi durumlar. Diğer yandan, bireylerin kendi düşünce ve davranış kalıplarından kaynaklanan korkular da vardır. Bu tarz korkular çoğunlukla ihmal, unutma veya yanlış anlamadan doğar; dolayısıyla başa çıkmak da bireyin kontrolündedir. Korkularla yüzleşmek, sağlıklı bir yaşam sürmenin vazgeçilmez bir parçasıdır. Özel...

İnsanın İnşası!

  “Bir insan büyürken bilgisini, kültürünü, görgüsünü artırırsa kaliteli insan olur. Artırmazsa sadece büyümüş olur.” (Mahfi Eğilmez)   Mahfi Üstadımız, insan ile diğer canlılar arasındaki farkı bir cümlede çok güzel özetlemiş. Bu söze benzer bir başka söz daha var : “Hayvan, hayvan olarak doğar. İnsan, insan olarak doğmaz; oluşturulur. ” Demek ki insanın gerçek anlamda "insan" olabilmesi için çaba göstermesi gerekir. İnsan ile diğer canlılar arasındaki bir fark da, insanın düşünen ve kendini geliştiren bir varlık olmasıdır. Sevgili Peygamberimizin (sav) şöyle bir hadisi vardır: “İki günü eşit olan ziyandadır.” Bazı âlimler bu hadisin zayıf olduğunu söylese de ben bu hadisi kıymetli buluyorum. Bu hadisi "Her gün bir önceki günden daha fazla ibadet etmeliyiz." gibi bir anlamda yorumlarsak bana göre hata yapmış oluruz. Çünkü buna ne gücümüz ne de zamanımız yeter. Ancak, her günü kültür, görgü, bilgi ve ilmimizi artırarak geçirirsek insanlığa ve âleme daha fazla ka...

Rüyadaki padişahlık!

Dünya hayatı üzerine düşünürken, tarih boyunca pek çok alim ve düşünür, yaşamın geçici doğasına dikkat çekmiştir. İşte bu anlamda, Hârûn Reşîd ile Behlül arasında geçen ilginç bir diyalog, bu hususu güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Anlatılanlara göre, bir gün Halife Hârûn Reşîd, Behlül'den hikmetli sözler duymak ister. Adamlarını göndererek Behlül’ü yanına çağırır. Ancak Behlül, uykuda bir mezar içinde bulunur ve bu durum onu beklenmedik bir şekilde rahatsız eder. -Siz ne yaptınız. Beni pâdişâhlık makâmından indirdiniz. Şimdi ben ne yapacağım? Dedi. Görevliler gidip bu sözleri halîfeye bildirdiler. Hârûn Reşîd onun bu hâline bir mânâ veremedi, huzuruna geldiğinde;   -Ey Behlül! Bu ne iş, sen hangi padişahlıktan indirildin? Dedi. Bu soru üzerine; -Ey Halîfe! Rüyâmda kendimi hükümdâr olmuş gördüm. Tahtımda oturuyordum. Hizmetçilerim vardı. Saltanat ve ihtişam içinde idim. Lâkin senin adamların beni uyandırdı ve tahtımdan oldum. Bu sözlere Hârûn Reşîd güldü. Bu konuşma, saltanat ve g...

Ölmemek bir felakettir

  Ölüm güzel şey,   Budur perde ardından haber...   Hiç güzel olmasaydı,   Ölür müydü Peygamber? Necip Fazıl Kısakürek Ölüm, insanlık tarihinin en eski ve en tartışmalı konularından biridir. Bu konuda düşünceler, inançlar ve duygular kuşaktan kuşağa aktarılmakta, edebi eserlerde ve felsefi metinlerde derinlemesine ele alınmaktadır. Necip Fazıl Kısakürek'in dizelerinde olduğu gibi, ölüm hem acı hem de bir gerçek olarak kabul edilir. "Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber..." diyerek, ölümün yalnızca bir son değil, aynı zamanda bir dönüşüm olduğunu ifade eder. Bu düşünceler, filozof Epiktetos’un  "ölmemek insanlar için bir felakettir"  sözüyle de örtüşmektedir.  Ünlü filozof Epiktetos, ölümü şöyle tanımlamıştır:  "Ölmemek insanlar için bir felakettir. Bir başak için sararıp olgunlaşmamak ve biçilmemek ne ise, bir adem oğlu için de ölmemek odur."  Tüm canlılar gibi insanlar da doğar, yaşar ve ölür. İlkokulda Hayat Bilgisi kit...