Kayıtlar

Haziran, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Enflasyon Nedir?

Enflasyon, genellikle fiyatların yükselmesi olarak algılanır. Yani bugün belirli bir fiyata aldığımız bir ürünün ertesi gün daha pahalı olması... Ancak asıl tanım, sadece tek bir ürünün değil, genel olarak mal ve hizmet sepetindeki fiyatların sürekli ve yaygın bir şekilde artmasıdır. Aylık enflasyon %1 ise, o ay içinde genel fiyat düzeyinin ortalama %1 arttığı anlamına gelir. Yıllık enflasyon %30 ise, genel fiyat düzeyinin bir önceki yılın aynı ayına göre ortalama %30 arttığı gösterilir. Önemli Bir Not: Enflasyonun düşmesi, fiyatların düştüğü anlamına gelmez! Bu, fiyat artışlarının hızının yavaşladığını ifade eder. Örneğin: Geçen yıl fiyatlar %30 arttı (Yıllık enflasyon: %30). Bu yıl fiyatlar %10 arttı (Yıllık enflasyon: %10). Bu durumda enflasyon düşmüştür (%30 -> %10), ancak fiyatlar hala %10 artmıştır.   Enflasyonun Nedenleri Nelerdir? Enflasyonun temelde iki ana nedeni vardır: Talep Enflasyonu (Talep Kaynaklı Enflasyon): Mekanizma: Ekonomide dolaşan ...

Aranan ve Arayan: İnsan İlişkilerinde Denge

İnsan hayatı boyunca iki temel rol arasında salınır: Arayan ve Aranan. Kimi zaman bir anlamın, bir cevabın ya da bir hissin peşinden gideriz; kimi zaman da başkalarının arayışında durak olan bir kimliğe bürünürüz. Bu iki hâl, sadece günlük ilişkilerimizi değil, iç dünyamızın yönünü de belirler.   Arayan: İçimizde Başlayan Yolculuk Arayan kişi, bilginin, huzurun, sevginin ya da bir varlık duygusunun izini sürer. Hayat çoğu zaman bu arayışlarla örülmüş uzun bir patikadır. İnsan, içinde bir eksiklik hisseder ve onu tamamlama ihtiyacı duyar. Bu, bazen bir meslek arayışı, bazen kendini anlama çabası, bazen de sevilme arzusuyla şekillenir. Arayan, bildiğini terk edebilendir—bazen kendini riske atmak pahasına. Ama her arayış, bulunamayana dair bir ihtimal de taşır. Sürekli aramak, kişiyi doyumsuzluğa ve yorgunluğa sürükleyebilir. Bu yüzden belki de en önemli soru şudur: “Gerçekten ne arıyorum ve neden?” Arayış, ancak bu dürüst soruya verilen cevabın izinden yürürse anlamlı olur.   A...

Tanrı Zar Atmaz!

  Hayatınızı Değiştirecek Bir Hakikat Tesadüf mü, İlahi Düzen mi? Şu hayatta hiçbir şeyin gerçekten tesadüf olmadığını hiç düşündünüz mü? Bir yaprağın rüzgarla savruluşu, bir yıldızın patlaması, kalbinize düşen en küçük his... Hepsi büyük bir hikmetin parçası. Tesadüf dediğimiz şey, aslında ilahi düzenin yüzeyde görünen şeklidir. Kadim bilgelikler hep fısıldadı: Varoluş, bir rastlantılar oyunu değil, ilahi bir senfoninin en ince notalarıdır. Tanrı zar atmaz! Albert Einstein'ın şu sözünü duydunuz mu? “Tanrı zar atmaz.” Bu söz, yalnızca fiziğin sınırlarını değil, varoluşun derin anlamını sorguluyor: Evren bir şans oyunu değil, her zerresinde kusursuz bir düzen var. Peki, biz bu düzeni yalnızca bilimsel denklemlerle mi anlamalıyız? Hayatımızda nasıl deneyimleyebiliriz? O ilahi ahengi nasıl hissedebiliriz? 1. 'Şans' Diye Bir Şey Yoktur: Her An Gizli Bir Lütuf Trafikte beklemek sıkıcı gelebilir, değil mi? Kırmızı ışıkta takıldınız ve içten içe sabırsızlandınız. Ama belki de o ...

Toprak, Tohum ve İnsan

  Bir tohum düşünün; düştüğü toprağın rengini alır, suyunu emer, güneşini paylaşır. İnsan da öyledir; hepimiz doğduğumuz toprağın izlerini taşırız. Baltasar Gracián’ın dediği gibi, “Bazıları yurtlarına daha çok şey borçludur, çünkü zirvede daha elverişli bir ortam vardır.” Peki, biz bu borcumuzun farkında mıyız? Aynı mahallede büyüyüp farklı yollara savrulan çocukları gördüğümüzde, farklılıklarımızın nedeni çevrede gizlidir. Ailemiz, ilkokulumuz; yaşadığımız yer, toplum; bize neyin "doğru", neyin "yanlış" olduğunu öğretir. Ancak büyüyüp çiçek açmak, tohumun kendi seçimidir. "Karadenizliler böyledir", "İzmirliler şöyledir" gibi genellemeler yanıltıcıdır. Her insan bir dünyadır, her hikâye kendine özgüdür. Aynı evde yetişen kardeşler bile farklı karakterlere sahipken, milyonları tek bir kalıba sokmak haksızlıktır. Devletime ve milletime olan borcumu ödemek için, bunca yıllık birikimimi kitaplara aktardım. Şimdiye kadar yaklaşık on beş bin ki...