Kayıtlar

Ocak, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sahte Anı

  Sahte anı (Ya doğru bildiklerimiz yanlışsa, kitabından) Amerika'da bir projede, 300 masum kişiden bilgi toplandı. İşlemedikleri bir suç yüzünden hapis yatan 300 kişi bu suçlar yüzünden 10, 20, 30 yıl boyunca hapiste yattılar ve şimdi DNA testi onların masum olduğunu kanıtladı. Bu davalar incelendiğinde, dörtte üçü görgü tanıklarının sahte anıları yüzünden kaynaklanıyordu. Peki sahte anı ne demek? İnsanların olayları, olmalarından farklı bir şekilde hatırladıkları veya hiç yaşanmamış olayları hatırladıkları duruma sahte anı deniyor.50 Peki, neydi bunun sebebi? Bütün o masum insanları ve Titus'u suçlu bulan jüri üyeleri gibi çoğu insan hafızanın bir kayıt cihazı gibi çalıştığına inanıyor. Bilgiyi sadece kaydedersin, daha sonra soruları yanıtlamak veya görüntüleri teşhis etmek istediğinde tekrar hatırlarsın fakat onlarca yıllık çalışmalar gösteriyor ki bu tam olarak doğru değil. Hafızalarımız yeniden kurgulayıcı. Hafızanın çalışma prensibi bir Wikipedia sayfasındaki gibi. Bilgil...

Bize ne oldu?

  Bize ne oldu?                Mardin'de özel eğitim almak için arkadaşımla 1981 de İzmir’e gittik. İzmir’de meşhur Kemeraltı Çarşısı var. Bu okula giderken çarşının içinden yaya olarak gidip geliyorduk. Çarşıda Mardin’de görmediğimiz bazı fiyat etiketleri ile karşılaşmıştık. Mesela 20 TL yerine 19, 99 TL veya 100 TL yerine 99, 99 TL gibi. Bunun bir alışveriş hilesi olduğu açıktı. 300 liralık bir mal 299, 99 lira olarak etiketlenirse tüketicide 300 değil 200 lira algısı oluşuyordu. O yaşta bile bunun alışveriş hilesi olduğunu idrak etmiştik. 1981 de İzmir’de gördüğüm bu uygulama maalesef bugün en küçük esnaftan en büyük marketlere kadar uygulanır oldu. Tüketici dernekleri bu durumun tüketiciyi aldatmaya yönelik olduğunu belirtmiş olmakla beraber inancımıza da uygun olmayan bu uygulama maalesef yaygınlaşarak devam ediyor.   1855 yılında Osmanlı toplumunu gözlemleyen J.H.A. Ubicini adlı Fransız Seyyah hatıratında Osmanlı esnaf...

Hizmetkâr Lider

            Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Kavmin efendisi, onlara hizmetkâr olandır.” (Deylemî, Müsned, II, 324) Hizmet, sözlükte bir kimsenin yapmakla sorumlu tutulduğu iş, kendisine verilen görev; hizmetkâr ise hizmet eden kimse diye tanımlanır. Bu açıdan bakıldığında her insan bir yönüyle hizmetkârdır. Bir fırıncı ekmek yaparak, bir doktor hasta bakarak, müdür idaresindeki personeli ve halkın işini görerek hizmet eder. En büyük hizmetkâr, hizmet ettiği kitlenin büyüklüğüne göre belirlenir. Dolayısıyla hedef kitlesi en büyük kişi, en büyük hizmetkâr ve en büyük sorumluluk sahibidir. Zaman zaman ifade ettiğim gibi, yöneticiliğin ağır sorumluluğunu bilen bir kişi kendisine bir yöneticilik teklif edildiğinde; yöneticiliği ve dolayısıyla da hizmetkârlığı hakkıyla yapabilir miyim düşüncesiyle adeta sararıp titrer, titremesi de gerekir. Çünkü vazife büyük, sorumluluk ağırdır. Herkesin hizmetkâr olduğunu söylemiştik. Ancak hizm...

Nezaketli Olma Şöhretini Kazanın.

Nezaketli Olma Şöhretini Kazanın. Çünkü bu sizi sevilen biri yapar. Kibarlık, kültürün temelidir. Kabalığın insanların hoşnutsuzluğuna ve muhalifliğine yol açması gibi, kibarlık da herkesin kalbini kazanma vesilesidir. Nezaketin azlığındansa fazla olmasında bir zarar yoktur, yeter ki ayrım gözetmeden herkese gösterilsin. Nezaketin bedeli az, ama karşılığı çok fazladır. Karşısındakini onurlandıran herkes onurlandırılır. Kibarlık ve onur öyle erdemlerdir ki, kime dağıtırsanız dağıtın, yine de en çoğu sizde kalacaktır. (Baltasar Gracian) Aslında çok söze gerek yok. Sevdiğimiz ve saydığımız kişileri gözden geçirdiğimizde, çoğunun ortak özelliğinin kibarlık ve nezaket olduğunu görürüz. Kibar insanların çoğu, gülümsemesiyle ün kazanır. Kibarlığı gösteriş için veya menfaat temin etmek için yapmaya çalışan kişi kısa vadede kazançlı çıksa da uzun vadede hüsrana uğrar.    Rahmetli Teoman Duralı’dan duymuştum. Şimdi ismini hatırlamadığım bir Asya ülkesinde iken bilet almak üzere hav...

Ulaşılmaz Olma!..

  Araplar şöyle der: "Bir sultana en fazla zarar veren ve halkını ifsat eden şey, sultanın huzuruna girmenin çok zor olması, arada pek çok kapıcı bulunması ve bu kapıcıların halka sert davranmasıdır. Gazali   Sevgili Peygamberimiz (sav), müminin özelliklerinden birini tarif ederken kardeşlerimiz arasında takınacağımız tavrı da açıklıyor. “Mümin; müminin aynasıdır.” Aslında müminin bu özelliği diğer insanlara da aynalık yapmayı gerektirir. Çünkü bütün insanlar alemlerin Rabbi tarafından yaratılmıştır. Bu öğüt, sevgili Peygamberimiz’ in “Kim bir kötülüğü görürse eliyle, gücü yetmiyorsa diliyle düzeltmeye çalışsın; buna da gücü yetmiyorsa da kalbiyle buğzetsin (kötülesin).” sözüne de uygundur. Bu konuda Baltasar Gracián, Akıllı Yaşama Sanatı eserinde şöyle söylüyor.   “Hiç kimse ara sıra başkalarının öğütlerine ihtiyaç duymayacak kadar mükemmel değildir. Hiç kimseyi dinlemeyenler ancak iflah olmaz ahmaklardır. Oysaki en eşsiz âlim bile danışacak bir dosta ihtiyaç duyar...