Sahte Anı

 Sahte anı

(Ya doğru bildiklerimiz yanlışsa, kitabından)

Amerika'da bir projede, 300 masum kişiden bilgi toplandı. İşlemedikleri bir suç yüzünden hapis yatan 300 kişi bu suçlar yüzünden 10, 20, 30 yıl boyunca hapiste yattılar ve şimdi DNA testi onların masum olduğunu kanıtladı. Bu davalar incelendiğinde, dörtte üçü görgü tanıklarının sahte anıları yüzünden kaynaklanıyordu.


Peki sahte anı ne demek? İnsanların olayları, olmalarından farklı bir şekilde hatırladıkları veya hiç yaşanmamış olayları hatırladıkları duruma sahte anı deniyor.50


Peki, neydi bunun sebebi? Bütün o masum insanları ve Titus'u suçlu bulan jüri üyeleri gibi çoğu insan hafızanın bir kayıt cihazı gibi çalıştığına inanıyor. Bilgiyi sadece kaydedersin, daha sonra soruları yanıtlamak veya görüntüleri teşhis etmek istediğinde tekrar hatırlarsın fakat onlarca yıllık çalışmalar gösteriyor ki bu tam olarak doğru değil. Hafızalarımız yeniden kurgulayıcı. Hafızanın çalışma prensibi bir Wikipedia sayfasındaki gibi. Bilgilere ulaşıp onları değiştirebiliyorsunuz fakat diğer insanlar da bunu yapabiliyor.


Bunun için de en önemli araç dil. Çünkü dil kişinin düşüncelerini ve düşünce seviyesini etkileyen en önemli faktörlerden biri. Bu alanda uzun yıllardır çalışan ve en tanınan isimlerden biri Psikoloji Profesörü Elizabeth Loftus. Kullanılan dilin insanların hatıralarını bile değiştirebileceğini gösteren bir deney yapmış. 1974 yılında Loftus, araba kazası deneyi (Reconstruction of automobile destruction) olarak bilinen ilginç bir deney düzenledi.


Washington Üniversitesi'nden rastgele seçilen öğrencilere bir araba kazası videosu seyrettirildi. Beş gruba ayrılan öğrencilere aynı soru, sadece cümledeki fiil değiştirilerek sorulur.


Soru cümlesine şu kelimeler yerleştirilir: Parçalanma, çarpışma, toslama, vurma ve dokunma.


Arabaların birbirlerine vurduklarında hangi hızla gitmekte oldukları sorulduğunda yapılan tahminler, arabaların çarpıştıklarında hangi hızla gitmekte oldukları sorulduğunda yapılan tahminlerden farklıydı. “Çarpışma" sözcüğü kullanıldığında denekler, arabaların daha hızlı gittiklerini sanıyorlardı. Loftus, gizli imalar taşıyan soruların hafızayı bulandırabileceği sonucunu buldu.


Başka bir çalışmada ise, çok dikkat çekmeyecek şekilde, "Cam kırığı gördünüz mü?" sorusu sorulduğunda, deneye katılanların yüzde 14'ü olmayan kırıkları gördüğünü söyledi. 51 


Başka bir araştırmada, insanlara bir arabanın dur işareti olan bir kavşaktan geçtiği sahte bir kaza gösterildi ve soru sorarken insanlara yol ver işareti olduğu ima edildiği zaman, çoğu görgü tanığı kavşakta dur işaretini değil yol ver işaretini hatırladıklarını söyledi. Aslında sorunun soruluş şekli, olayları hatırlama biçimimizi değiştiriyordu. Yönlendirici sorular sorduğunuzda kaydedilen bilgileri de dönüştürüyordu.


Bu da bizi görgü tanıklarına göre yapılan haberlerin, ne kadar güvenilir olduğu sorusunu akla getirir. Medyada yayımlanan ve görgü tanıklarının beyanlarına dayanarak yapılan haberler gerçekten de ne kadar gerçekçi? Görgü tanığı ya da kaynak olayı yanlış hatırlıyorsa, o zaman ne olacak?52


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ünvanlar ve Kendine Dönüş

Kalbin Secdesi

Düşmanları Dost Eden Başkan