Kayıtlar

Haziran, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Günah keçisi

Günah keçisi dilimize bir deyim olarak yerleşmiş. Bu deyimi günlük hayatta sıklıkla kullanırız. Ancak atasözleri gibi deyimlerin de hikayesini bilmeden kullanıyoruz.  Bu deyimin kökeni, Yahudi kaynaklarında yer alır ancak olayın gelişimi İncil'de de anlatılır. Musevilerin en kutsal bayramı olan, Yom Kippur'un ana temaları kefaret ve tövbedir. Bu bayramda dualar okunduktan sonra kura ile iki keçi seçilir. Biri kurban edilip, kanı kutsal sayılan yerlere serpilir. Diğer keçi ise “günah keçisi” olur. Din adamı ellerini keçinin üstüne koyar ve ulusun günahlarını itiraf eder. Bu keçinin sırtına, toplumun tüm günahları yüklenerek  uçurumdan aşağı fırlatılır. Böylece insanların günahları sıfırlanmış olur! Günah keçisi uygulaması kalktı ama deyimi devam ediyor. İnsanımızda özellikle Ortadoğu kültüründe her zaman bir suçlu aranır. Bir hata ve yanlış eylem olduğunda genelde kimse üstlenmez; başka bir suçlu aranır. Kimse bu olay benim hatamdan kaynaklandı, demez. Trafik kazalarında dahi s...

Telefon adabı

       Cep telefonları, ülkemizde 1994 yılında kullanıma girdi. 1994 yılında kullanıma girmekle beraber yaygınlaşması 3-5 sene sürdü. Cep telefonunu ilk aldığımda şöyle diyordum: “Cep telefonu önemli konuşmalar için kullanılması gerekir. Çünkü aradığınız kişinin uygun olup olmadığını bilemezsiniz. Sabit telefondan aradığınızda yerindeyse müsait olma ihtimali yüksektir. Yerinde değilse de cevap vermez.” Bu düşüncem sabit telefonların hemen hemen özellikle evlerde kullanımdan kaldırıldığı için değişikliğe uğradı. Cep telefonları kullanımı sabit telefon gibi oldu. Cep telefonları yaygınlık kazanınca olur olmaz saatlerde ve yerlerde kullanımı da yaygınlaştı. Hâlbuki kişinin özel zamanları vardır. O özel zamanlar düşünülerek aranmalı. Elbette ki çok önemli hususlar önemine göre saat mefhumu gözetmeksizin aranabilir. Dost, arkadaş, akraba ile iş gereği aramalar farklılık arz eder. Birinci kategoridekiler ilişkiye göre zaman mefhumu gözetmeksizin aranabilir ancak iş gör...

Deli gibi kıskanıyorum!

“Kıskançlık duygusu yalnızca çocukluk çağında yaşanan bir durum değil, her yaştan ve cinsiyetten insanı etkisi altına alabilir. Kontrolü elinizde tuttuğunuz sürece, aslında kıskançlığın motive olmanızı sağlayan bir duygu olduğu söylenebilir. Fakat eğer hissettiğiniz kıskançlık duygusu, sizi ve sevdiklerinizi olumsuz yönde etkilemeye başladıysa ve ilişkilerinize zarar veriyorsa; kontrolü en kısa sürede elinize almanız gerekiyor.” (Merve Koldaş Klinik Psikolog) Hepimizde kıskançlık duygusu vardır. Hele ki eşit konumda bulunanlar arasında çok fazladır. Aynı düzeydeki kişilerden birbirlerinin başarısını hazmedebilen çok az insan vardır. Herkesin kapasitesi ve özgüveni farklıdır. Dolayısıyla herkeste yaratıcılık yani işi kolaylaştırma yeteneği olmayabilir. Bir yerde etrafta sivrilen birisi çıkıp başarılı olur ve üstleri tarafından takdir edilirse akranlarından onu alkışlamalarını beklemesi hayal kırıklığı yaratabilir. Yıllar önce "en çok sevilen profesör" seçilme şansına sahip olm...

Sokağın çocuklarında olmayan, şimdi sizde de olmamalı!

  Necati Tuncer’in babası ile ilgili anlattığı şu anı bana geçmişte yaptığım bir hatayı hatırlattı. O olay aklıma geldikçe kimyam bozulur. “Küçük esnaf sınıfından bir manifaturacıydı babam. Daha çok köyden gelenlere hitap etse de dükkanı, bizim hevesimize uygun kumaşları da olurdu. Ama bize onlardan pantolon-ceket-gömlek diktirtmezdi ve sebebini de izah ederdi. Sokağın çocuklarında olmayan, şimdi sizde de olmamalı!” Düzce'deyiz. Kızım Ayşe ilkokul 3. veya 4. Sınıfta. Sanırım 3 olsa gerek. Düzce'ye yeni gitmişiz. Ayşe Şırnak'taki okulunda, “Sevgi” ortamı olduğu için okula intibak sağlayamıyordu. Yeni öğretmen, klasik bir okul öğretmeni formatındaydı. Diğer bir ifade ile Şırnak'taki anne-öğretmen gibi değildi. Dersini verip giderdi. Ben de her gün okula gidiyor, Ayşe'nin okula alışmasını sağlamaya çalışıyorum. Bu arada da üzülmemesi için her istediğini almaya çalışıyordum. Kendisine pahalı sayılabilecek uçlu bir kalem aldım. Ayşe ertesi gün kalemi kaybetti. Daha b...