Görünmezliğin Kudreti
Yıllarca masamın üzerinde duran o pirinç isimliğe, altındaki unvana ve elimdeki e-imzanın ağırlığına baktım. Devletin soğuk yüzü ve bürokrasinin yazısız kuralları, bizden çoğu zaman mesafeli durmamızı, hiyerarşiyi korumamızı ve başarıyı "imza sahibi" olarak üstlenmemizi bekledi. Ancak benim hafızamda en çok yer eden liderlik dersi, makam odalarının büyüklüğüyle değil, sessizliğiyle devrim yaratan bir profesörün hikâyesiydi. Theodore Zeldin’in İnsanlığın Mahrem Tarihi ’nde karşımıza çıkan bu figür, Amerika’da çalışmış ve alanında dünya çapında bir şöhrete kavuşmuştu. Ancak ne zaman biri çıkıp onun başarılarını övmeye kalksa, o sadece hafifçe gülümser ve başını iki yana sallardı: “Bunu ekibimiz yaptı.” Onun dünyasında isimler vardı, ama unvanların hükmü yoktu. Bu profesör, buluşlarını tek başına sahiplenmek yerine onları paylaştıkça çoğaltmayı seçmişti. Bu tavır, basit bir alçakgönüllülük gösterisi değildi; aksine, gücün kaynağını yeniden tanımlayan derin bir dünya görüşüydü. P...