Kalbin Secdesi

“Aldanma insanların samimiyetine! Menfaatleri gelir her şeyden önce. Vaad etmeseydi Allah cenneti; O'na bile etmezlerdi secde.”

Mehmet Akif Ersoy’un bu dizeleri, insan doğasının karmaşıklığını ve samimiyetin çoğu zaman çıkar gölgesinde nasıl kaybolduğunu sarsıcı biçimde ortaya koyar. Gerçek içtenlik, ne yazık ki çoğu zaman menfaatin ardından gelir.

Modern dünyada bu sorgulama daha da belirginleşiyor. Günlük ilişkilerimizde, iş hayatında, arkadaşlıkta, hatta aile bağlarında bile samimiyetin sınandığı anlarla karşılaşırız. Sorular zihnimizde dolaşır:

"Bu ilişki bana ne kazandırır?"

Gerçek insanlık ise tam bu sorunun dışında varlık bulur — karşılıksız iyilikte, hesapsız sevgide...

Dinin Derinliğinde Samimiyet

Akif’in dikkat çektiği gibi, eğer ibadet yalnızca ödül beklentisiyle yapılıyorsa, ortada samimiyet değil, bir pazarlık durur.

Gerçek iman, bir karşılık beklemeden, yalnızca inandığı için yönelmekle şekillenir. Tıpkı çıkar gözetmeyen bir dostluk gibi...

Sonuç: Kalbin Secdesi

İster sosyal ilişkilerimizde ister manevi dünyamızda olsun, samimiyetin sınavından geçmek için kendimize şu soruyu sormalıyız: 

“Yaptığımız şeyi, hiçbir karşılık beklemeden, sadece doğru olduğu için mi yapıyoruz?” 

İşte bu soruya içten cevap verebilmek, gerçek erdemin ta kendisidir.
Kalbin secdesi, ancak böyle bir samimiyetle anlam kazanır — menfaatten arınmış, özgür ve sahici bir teslimiyetle…

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ünvanlar ve Kendine Dönüş

Düşmanları Dost Eden Başkan