Seneca Ahlak Mektupları 33. Mektup

 

32. Mektup

Seni sorup soruşturuyorum hep, o bölgeden gelen herkesten ne yaptığını, kimlerle oturup kalktığını öğrenmeye çalışıyorum. Beni aldatamazsın, senin yanındayım hep. Sanki ne yaptığını işitecekmişim, daha doğrusu görecekmişim gibi bir yaşam sür. Senin için duyduklarımdan hangisi en çok hoşuma gidiyor diye soruyorsun. En çok sorduğum birçok kişinin senin ne yaptığını bilmemesi hoşuma gidiyor. Bize benzemeyenlerle, bizim istediğimizden başka şeyleri dileyenlerle düşüp kalkmamak kurtarıcı bir yoldur. Yöreni dalavereci bir sürü insan alsa da, seni bükemeyeceklerine, kararından döndüremeyeceklerine inancım var. Ne demek istiyorum o halde? Seni değiştirirler diye korkmuyorum, sana engel olurlar diye korkuyorum. Seni geciktirmekle bile çok zarar verirler.


Bu kısacık yaşamda kararsızlığımızla yaşamımızı daha da kısaltıyoruz, bir başlangıçtan ötekine alelacele geçiyoruz, yaşamı bölük pörçük, didik didik ediyoruz.


Acele et o halde sevgili Lucilius'um! Sanki düşman arkandan sıkıştırıyormuş gibi, atlının nefesini ensende duymaktan, kaçanların izini sürmesinden kuşkulanıyormuşsun gibi hızına hız katmayı düşün! Böyle yap, yoksa ezilirsin; hızlan haydi! Kaç, kurtul, kendini güvenli bir yere at ve sonra, ecelden önce yaşamı tamamlamanın ne güzel bir iş olduğunu göz önünde tut hep. Arkadan mutlu hayata eriştiğin için, uzun da olsa daha mutlu geçmeyecek yaşamının geri kalan sakin bölümünü kendin için bir şey ummadan bekle. Ah, zamanı artık önemsemeyeceğin o günlere ne zaman erişeceksin? Sakin, barış içinde olacağın, gelecek kaygısından uzak, kendi kendinle dopdolu olacağın o günlere! İnsanları yarının açlığı içine atan nedeni bilmek ister misin? Hiç kimse kendisinin olmayı bilmez de ondan! Bu yüzden senin için ailen bambaşka şeyler dilediler: Ben de aksine, sana bol bol diledikleri şeyleri hor görmeni istiyorum. Onların dilekleri, seni zengin etmek için birçok insanı soyar. Sana verdikleri her şeyi başkalarından almaları gerekir. Sana dilediğim şey, kendine özgürce sahip olman, avare düşüncelerle çırpınan ruhunun sonunda oturup durulması, kesin bir biçim alması, kendi kendinden hoşlanması. Değeri bilinir bilinmez hemen benimsenen gerçek iyi'yi anladığı zaman, artık yeni yılların eklenmesine gereksinmemesi. İhtiyaçlardan kurtulmak, özgür olmak, olmak için insan zaten eksiksiz bir ömür yaşamalıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ünvanlar ve Kendine Dönüş

Kalbin Secdesi

Düşmanları Dost Eden Başkan