Taş ve İnsan!

“Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; artık kalpleriniz taş gibi, hatta daha da katıdır. Taşın öylesi var ki ondan ırmaklar kaynar; öylesi de var ki çatlayıp bağrından su fışkırır; bazı taşlar da var ki Allah korkusuyla yuvarlanıp düşer. Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir.” (Bakara 74)

Dünyada yürekleri taştan da katı insanlar olmuştur, vardır ve olacaktır. Allah bunların şerrinden hepimizi muhafaza etsin. 

Yüce Allah yukarıdaki ayeti kerimesinde taş kalpli insanlar ile taşı kıyaslıyor. Taş kalpli insanların taştan daha değersiz olduğunu belirtiyor: “Taşın öylesi var ki ondan ırmaklar kaynar; öylesi de var ki çatlayıp bağrından su fışkırır..” 

Bizim bunları düzeltme şansımız olabilir mi bilmiyorum. Biz üzerimize düşeni yapıp  söylemeye çalışacağız. Bazen söylemeye gücümüz yetmeyebilir. Bu durumda kalbimizde buğz edeceğiz (kınayacağız)  Ayette Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Bize düşen, açık bir tebliğden başka bir şey değildir." 

Bu yaşıma gelinceye kadar çok insan tanıdım. Çoğunluğu taş kalpli değildir ama davranışları taş gibi katıdır. Bunlar nasıl göründüklerinin farkında değiller. Yöneticilik görevine başladığım yıllarda şöyle düşünürdüm: “Keşke odamda video kayıt kamerası olsaydı da akşam videoyu inceleyip vatandaş gözüyle nasıl göründüğümü (beden dili), tavır ve davranışlarımda bir hata olup olmadığını tespit edebilseydim.” Yıllar sonra gerek vatandaşın gerekse mesai arkadaşlarının tavırlarından bunu video olmadan da anlaşılabileceğini öğrendim. Ancak bu durumu dert edinmek lazım. 

Yıllar önce çok sevdiğim yüreği kocaman sevgi dolu doktor arkadaşım anlatmıştı. Bir hemşireden çok şikayet geliyordu. Hem hastalardan hem çalışma arkadaşlarından. Doktor arkadaşım bir çok kişinin yaptığı gibi yapıp soruşturma açmayarak sorunun barışçıl yollarla çözülmesini tercih etti.  Uzun süren ve devam eden memuriyet hayatımda hemen hemen barışçıl yollarla çözülemeyen bir soruna rastlamadım. Sorunu barışçıl yollarla çözmeye çalışmak yorucu ama sonucu güzel bir tercihtir. 

Bu doktor arkadaşım yanlarında çalışan sorunlu hemşireye kendi davranışlarının farkına varması için tiyatral bir olay tertip etmiş. Sorunlu arkadaşa vatandaş rolü vermiş. Arkadaşlarına da onun rolünü yaparak kendisine kendisi gibi davranmalarını istemiş. Canlandırma başlamış. Sorunlu arkadaşı ortaya almışlar. Diğer arkadaşlar ise sırayla onun yaptığı davranışları ona karşı sergilemeye başlamışlar. Çok geçmeden sorunlu arkadaş hüngür hüngür ağlamaya başlamış; Ben size böylemi davranıyordum” diyerek üzüntüsünü dile getirmiş. Bu tekniğin adını unuttum. Ancak kendisinin farkında olmadığı davranışları düzeltmek için güzel bir tekniktir. Yeter ki her iki taraf samimi olsun. 

Taş kalpli olanlara gelince onlar rahmetten nasibini almamış kişilerdir. Bu tür insanlarla beraber çalışanlar bu kişileri dostça uyardıkları zaman uyarıyı dikkate alacağına dostuna düşman kesilir. “Onlara yeryüzünde fesat çıkarmayın dendi mi, cevapları «biz ıslah edicileriz, olur,” ayeti böylelerine işaret eder. 

Allah bizi taş kalpli olmaktan ve taş kalpli insanlarla karşılaşmaktan muhafaza etsin.  


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ünvanlar ve Kendine Dönüş

Kalbin Secdesi

Düşmanları Dost Eden Başkan