Arkadaşım neredesin? 😓
Telefon:
-Dostum ne yapıyorsunuz?
-Ne yapalım, işe gidip geliyoruz?
-Emekliliğe karar verdiniz mi?
-Evet, yılbaşı gelsin. Malum bize 3600 ek gösterge verildi. Uygulanır uygulanmaz dilekçemi vereceğim.
Üç ay sonra…
-Merhabalar sevgili dostum. Nasılsınız, ne yapıyorsunuz?
-Teşekkür ederim, ne olsun. Her zamanki gibi işe git gel.
-Emekliliği ne yaptınız, karar verdiniz mi?
-Valla henüz karar vermedim. Düşünüyorum da taksitlerim var. Emekli olunca nasıl ödeyeceğim? Hem emekli olunca ne yapacağım? 45 yıldır çalışıyorum. Hiç sosyal hayatım, arkadaşlarım olmadı. Hep çalış çalış…Bir kredi bitiyor öbürü başlıyor. Kredisiz gün geçmedi. İlk arabamı krediyle aldım. Kredi bitince yeniden kredi çekip ev aldım. Onun da kredisini bitirdim. Emeklilikte ek gelir olsun, kiraya verelim diye bir ev daha aldım. O da bitti. Bu kez eskiyen arabamı yenilemek için kredi çektim.
-Öldükten sonra Yüce Allah’ın şu konuda size hesap sormasından korkuyorum; seni dünyaya yaşamak için gönderdik. Hâlbuki sen dünyada kalıcı gibi bir krediden diğer krediye geçtin. Dünyaya geliş amacını ihmal ettin.
-Vallahi öyle. Çok doğru söylüyorsunuz.
…
Bir gün ünlü filozof Eflatun'a sormuşlar:
-İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?
Eflatun şöyle demiş:
-Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri için para öderler.
Yarından endişe ederken bu günü unuturlar. Dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşayabilirler. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.
...
Eşim kızımın doğumu için Gaziantep’e gitmişti. Küçük kızım ile kaldık. Kızım 06 Şubat sabah erkenden ameliyata alınacak, ikinci torunun doğumu gerçekleşecekti. Sabaha karşı 04:10 sularında uyandım. Saate baktım, namaza epey vakit vardı. Yataktan kalkıp kalkmamak da tereddüt ettim. Biraz sonra yattığım oturma odasındaki cam avizeden sesler gelmeye başladı. Yeni taktırdığımız avize depreme son derece hassas olup, en ufak sarsıntıda gürültülü ses çıkarıyordu. Sesler ve sallantı gittikçe arttı. Kızım odasının kapısına gidip dışarıda bekledim. Uyanmazsa uyandırmayacaktım. Deprem şiddetlenince uyanıp dışarı çıktı. Nispeten güvenli bir odaya gidip, depremin dinmesini bekledik. Ancak deprem çok uzun sürdü. Bu yaşıma geldim. Hiç bu kadar şiddetli ve uzun süren deprem görmemiştim. Bir süre sonra dindi. İnternete baktım. Bir bilgi düşmemişti. Bu arada deprem dinince kendi kendime şöyle söyledim: Yakında olduysa ne âlâ. Ancak uzakta olduysa yıkıp geçmiştir. On beş dakikadan sonra bilgi düştü. Maalesef deprem uzakta, yani Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezliydi. Eyvah, dedim. O Bölge yok oldu…
Ertesi gün arkadaşımı aradım. Ulaşılamıyordu. Whatsapp ’a baktım, son olarak pazar akşamı 21:35’ te çevrimiçi olmuştu. Günler geçti, hala ulaşamıyordum. İçimi bir korku kapladı. Çevresindeki arkadaşları kötü haber alırım diye aramıyordum. Arayınca da onu sormuyordum. Sanırım beşinci gündü. O muhitte bulunan bir arkadaşı aradım. Şükür onlarda bir şey yoktu. Arkadaşımı sormaya fırsat vermeden eşi ile birlikte enkaz altında kaldığını söyledi. O an yıkıldım. Ancak belli etmedim. İlerleyen saatler ve zamanlarda internette ondan haber var mı diye hep araştırdım. On gün sonra haberi internete düştü…
Arkadaşım seni çok özleyeceğim.
Yazımızı Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) mezarlıkta okuduğu dua ile son veriyoruz. "Ey müminler ve Müslümanlar diyarının ahalisi, sizlere selâm olsun. İnşaallah, biz de sizlere katılacağız. Allah'tan bize ve size âfiyet dilerim."
Bizim kuşağın gördüğü dünya üzerinde yaşanan en büyük deprem afeti bu. Rabb'im, depremde hayatını kaybedenlerimize rahmet eylesin. Yaralılarımıza acil şifalar versin . Şimdi bir olma, birlik olma zamanı. Rabb'im birliğimizi daim eylesin (Amin)...
YanıtlaSilAllah razı olsun çoook yarlı,çook güzel esselemualeykum
YanıtlaSilSizden de Allah razı olsun
SilAleykümselam
YanıtlaSil