Altın Kural

 

Altın Kural, size nasıl davranılmasını istiyorsanız başkalarına öyle davranmanızı öğütleyen evrensel bir ahlak ilkesidir. Bu kural, etik anlayışın temel taşlarından biri olarak kabul edilir ve tarih boyunca farklı kültürler, dinler ve felsefi yaklaşımlar tarafından benimsenmiştir. Nitekim Resulullah (s.a.v.) bir hadisinde “Kendin için hoş gördüğün şeyi bütün insanlar için de sev; nefsine yapılmasını hoş görmediğin şeyleri diğer insanlar için de hoş görme. Benzer bir öğreti Musevilikte de vardur, Hristiyanlıkta da. İnsan ilişkilerinde rehber niteliği taşıyan bu ilke, empatiyi ve karşılıklı saygıyı teşvik eder. 

Altın Kural, farklı durumlara uyarlanabilecek üç temel biçimde ifade edilir:

1. Olumlu Form

Bu yaklaşım, başkalarının size nasıl davranmasını istiyorsanız, sizin de onlara aynı şekilde davranmanızı önerir. Örneğin, eğer insanların size saygılı olmasını bekliyorsanız, siz de onlara saygıyla yaklaşmalısınız. Bu ilke, karşılıklı saygı ve anlayışın önemini vurgular.

2. Olumsuz Form

Bu yaklaşım, başkalarının size nasıl davranmasını istemiyorsanız, sizin de onlara öyle davranmamanızı öğütler. Yani, başkalarının size kaba veya kırıcı davranmasını istemiyorsanız, siz de onlara aynı şekilde davranmaktan kaçınmalısınız. Bu yaklaşım, zarar verici davranışları önlemeye odaklanır.

3. Empatik Form

Bu yaklaşım, başkaları için istediğiniz iyi şeylerin aslında sizin için de bir dilek olduğunu vurgular. Örneğin, birine iyilik dilediğinizde, aynı zamanda kendinize de iyilik dilemiş olursunuz.

Altın Kural, günlük yaşamın her alanında uygulanabilir. Örneğin:

  • İnsanların size nazik davranmasını istiyorsanız, onlara nazik davranın.

  • Yardım görmek istiyorsanız, önce siz başkalarına yardım edin.

  • Kaba bir davranışla karşılaşmak istemiyorsanız, kaba olmaktan kaçının.

Bu ilke, iş hayatından aile ilişkilerine kadar pek çok alanda rehberlik eder. Özellikle empati yapma ve başkalarının bakış açısını anlama becerisi, Altın Kural’ın etkili bir şekilde uygulanmasını sağlar.

Altın Kural, yalnızca bireysel davranışları değil, toplumsal yapıyı da şekillendirir. Bu ilkenin yaygın olarak benimsenmesi, daha huzurlu ve anlayışlı bir toplumun temelini oluşturabilir. Kırık Cam Teorisi'nde olduğu gibi, olumlu davranışların yaygınlaşması, bireylerin çevrelerine daha duyarlı olmasını teşvik eder.

Sonuç olarak, Altın Kural, etik davranışın evrensel bir ifadesi olarak bireyler arasında saygı ve empatiyi teşvik eden bir pusula işlevi görür. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha sağlıklı ilişkiler inşa etmek için bu ilkeyi günlük hayatımıza dâhil edebiliriz. 

Dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek için, her birimiz kendi davranışlarımızla örnek olmalıyız. Bu ilke yaygınlaştığında çocuklarımız ve anne babamızın da olumlu davranışlarla karşılaşması muhtemeldir. Bir başkasının çocuklarına ve anne-babasına bu ilke doğrultusunda davranırsak bir başkası çocuklarımıza ve anne-babamıza da bu prensipleri  uygulayacaktır. 

Bugünden itibaren bu ilkeyle  hayatımızı sürdürmeye  var mıyız?


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ünvanlar ve Kendine Dönüş

Kalbin Secdesi

Düşmanları Dost Eden Başkan