Geri Kazanmamız Gereken Bir Erdem; Vefa

 

Vefa, insan ilişkilerinin temel direklerinden biridir. Ancak günümüzde bu değer, ne yazık ki giderek azalıyor. İnsanlık tarihi boyunca iyiliğe iyilikle karşılık vermek, hem bir yasa hem de bir gelenek olmuştur. Vefa, sadece bir karşılık verme eylemi değil, aynı zamanda derin bir ahlaki duruş ve erdemdir. Kutadgu Bilig’de de ifade edildiği üzere, insanlık tarihi boyunca iyiliğe iyilikle karşılık vermek ve insana insanca muamele etmek, hem bir yasa hem de bir gelenek olmuştur.

İnsanlar arasındaki bağları güçlendiren vefa, ilişkilerin sürdürülebilirliğini sağlar ve toplumsal dayanışmayı pekiştirir. Vefalı olmak, geçmişe saygı duymak ve geleceğe umutla bakmak anlamına gelir.

Vefa beklentisi, sağlıksız bir düşüncedir. İyilikler, karşılık beklenmeden, insan olmanın bir gereği olarak yapılmalıdır. Beklentiye girmediğimizde, yaptığımız iyiliklerin gerçek anlamda içten olduğunu ve erdemli bir tutum sergilediğimizi anlarız. İyiliklerin karşılığını yalnızca Allah'tan beklemek, vefasızlığın bizi üzmemesini sağlar. Bu yaklaşım, iyiliklerin samimiyetini korur ve beklentisizlik içerisinde gerçekleştirilmesinin değerini vurgular.  

Bostanizâde Yahyâ Efendi'nin dediği gibi, vefa göstermek müminlerin âdetidir. Bir insan vefalıysa, ona mümin gözüyle bakılır. Ancak vaadinden dönen, verdiği sözleri tutmayan bir kimsenin her işinden şüphe edilir. Çünkü verilen sözler ve gösterilen sadakat, insanın karakterini yansıtır.

Mevlana ise Mesnevi'sinde vefayı köpeklerin bile gösterdiğini belirterek insanın bu erdemi terk etmemesi gerektiğine vurgu yapar:

"Vefasızlığını apaçık gösterme, beyhude yere vefasızlığı faş etme. Köpeklerin adeti vefakarlıktır. Yürü be bari köpeklerin adını kötüye çıkarma derler."

Bu sözler, vefanın bir hayvanda bile bulunabilen bir özellik olduğunu, ancak insana asıl yakışan ve onu yücelten bir erdem olduğunu gösterir.

Vefa üzerine düşündüren bir söz de Kenan Rifâî Hazretleri'nden: "Dünya ehlinin dostluğu, büyük bir balona benzer. Küçük bir iğne batırılınca hemen sönüp gider. Onun için bu dünyada cefa görmek istemeyenler, dünyadan ve dünya ehlinden vefa beklememelidirler."

Kenan Rifâî Hazretleri'nin bu benzetmesi, vefa konusundaki gerçeği çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor: Bu tür insanlardan vefa beklemek, kendimize yapacağımız en büyük haksızlıktır.

Gelin, bugünden itibaren vefayı hayatımızın merkezine koyalım ve insan ilişkilerimizi bu değer üzerine inşa edelim. Ne dersiniz, bugünden başlayarak vefalı bir yaşam için ilk adımı atalım mı?


Vefa, gönülde bir sadık yemin,

         Zor günde belli olur gerçek emin.

             Unutan dünyaya aldırma sakın,

             İyilik, karşılık beklemez zemin. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ünvanlar ve Kendine Dönüş

Kalbin Secdesi

Düşmanları Dost Eden Başkan